Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri ve Genç Feministler Federasyonu’nun çağrısıyla kadınlar, İstanbul Sürreya Operası önünde bir araya gelerek “Rojin’e ne oldu” diye sordu. Rojin Kabaiş’in ölümünde gerçeklerin açığa çıkması için örgütlü mücadeleye devam edeceğini belirten kadınlar, eylemde “Rojin’in hesabını soracağız”, “Kadınlar ölüyor AKP seyrediyor”, “Hiçbir ölüm şüpheli kalmayacak”, “Genç feministler buraya hesap sormaya” sloganları attı. Eylemde ilk sözü alan Genç Feministler Federasyonu temsilcisi Güneş Akşahin şunları söyledi:
“Rojin’in kaybolduğu 27 Eylül’den bugüne, Rojin’in yakınları büyük bir mücadele yürütüyor. Bizler de önce Rojin’in bulunması için mücadele ettik, şimdi de dosyayı intihar deyip kapatmasınlar diye mücadele ediyoruz. Bir tek yetkili bile konuya dair kendini sorumlu görmüyor. Gülistan’da da aynısını yaptılar. İşte bu devlet, bu hükümet böyle: Kadınlar yaşarken erkeklere tabi kılmaya çalışıyorlar, öldüklerinde ise başına geleni asla umursamıyorlar. Dosyada yapılanları takip ediyoruz, yapılmayan birçok şeyi de takip ediyoruz. Eksikliklere dair birkaç şey söylemek istiyorum. Birincisi, dosyada hala kısıtlama yasağı var. Rojin’in ailesinin, avukatların, mücadele edenlerin Rojin’e ne olduğunu öğrenmeye hakkı yok mu? Kısıtlama derhal kaldırılmalı.
“Rojin’e ne olduğunu örgütlü mücadelemizle sormaya devam edeceğiz”
İkinci konu: Dosyaya ikinci savcı atandı. Bir savcının görevini yapması için bile bu ülkede kadınların mücadele etmesi gerekiyor. Etkin soruşturma yürütülmelidir. Üçüncüsü, Rojin’in kaldığı KYK yurdunda öğrencilerin hala ifadesi alınmadı. Dördüncü konu, intihar ihtimali düşükken neden intihar diyerek algı operasyonu oluşturmaya çalışıyorsunuz? Beşincisi ise, adli tıp raporunu çarpıtıyorlar. Altıncı bir konu olarak, güvenlik görevlilerinin de hala ifadesi alınmadı. Neyi bekliyorsunuz? Yedincisi, daraltılmış baz istasyonu incelemesi de yapılmıyor. Bunlar şüpheli kadın ölümü dosyasında teknik olarak takibinin yapılması gereken konular. Biz çelişkileri ortaya sermedikçe yetkililer üstüne düşen görevi yerine getirmiyor. Rojin’in kaldığı KYK yurdunda, kaybolduğunda yurt müdürü polise hemen başvurmadı. KYK yurtlarında hayatlarımıza karışanlar, Rojin için kılını kıpırdatmadı. Bu olay, AKP hükümetinin, genç kadınların yaşadığı KYK’ları nasıl dizayn ettiğini apaçık ortaya serdi. Anlattıklarım apaçık, kadınlar için kamu imkanlarını kullanmayı tercih etmiyorlar. 21 yaşındaki genç bir kadın için kılını kıpırdatmayanlar, mücadele edenler için ışık hızıyla hukuksuz kararları uyguluyor. Buradan Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş ve ailesine sözümüz olsun, Van’dan İstanbul’a Rojin’e ne olduğunu örgütlü mücadelemizle sormaya devam edeceğiz.”
“394 kadın öldürüldü 259 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti”
Akşahin’in ardından söz alan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri temsilcisi Esin İzel Uysal’da şunları söyledi::
“Rojin 21 yaşında hayalleri olan gencecik bir kadındı. Rojin’in ölümü raporlara intihar diye geçti. Cansız bedeni kaybolduktan 18 gün sonra bulundu. Rojin kaybolmuş, ilk 3 gün kimse kılını bile kıpırdatmamış. Maalesef aileler, ölen kızları ardından kendi kendine delillere ulaşmaya çabalıyor. Gerçekleri açığa çıkarmak devletin görevidir. Devletin görevi, bütün gücünü mücadele edenleri engellemeye çalışmak değil; bu ülkede ayrımcılığa, eşitsizliğe uğrayan her kim varsa onun için kullanmaktır. Bize sürekli kutsal aile masalları anlatıyorlar. Rabia Naz’ın Gülistan’ın, Rojin’in ailesi yok mu? Aile bakanı, Rojin’in babasının karşısına geçsin ve ‘aileyi çok önemsiyoruz’ desin. Cumhurbaşkanı, ailenin karşısına geçip ‘şu kadar çocuk yaparsanız bu kadar para veriyoruz’ desin. Yapamazlar. Yakınlarını kaybeden aileler neyin ne olduğunu biliyor. Bizler yıllardır kadın cinayetlerini takip ediyoruz. Maalesef 2024’ün başında öngördüğümüz gibi, bu yıl kadın cinayetlerinin arttığına tanık olduk. 394 kadın öldürüldü 259 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Tablo buyken, bizler nasıl intihar denilip geçilmesini kabul edelim? Tabii ki edemeyiz, gerçeklerin peşine düşmek zorundayız. 6284 sayılı kanun etkin uygulanmıyor. Anahtar niteliğinde bu kanun. Etkin uygulandığında eşit ve özgür yaşama kapıyı açıyor. Biz onu her şeye rağmen uygulatacağız. İmza çekilmiş olsa da İstanbul Sözleşmesi’ni de uygulatacağız. Kadın cinayetlerinin artmasının bir diğer nedeni de cezasızlık politikaları. Böylelikle potansiyel faillere cesaret veriyorlar. Biz kadın cinayetlerini durduracağız. Bunu 6284’ü, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatarak yapacağız. Cezasızlık politikalarını, kadını yok sayan politikaları ortadan kaldırarak yapacağız. Hiç kimseden bir şey beklemiyoruz. Bunu bizzat biz yapacağız. Kadınlar İkbal ve Ayşenur’un ölümünden sonra en karanlık günlerde bir ışık yaktı, örgütlü politik feminist mücadeleye atıldılar. Bu ışığı büyütmek zorundayız. Kadınların kurtuluşu örgütlü ve politik mücadelen geçiyor. Gelin hep birlikte bu mücadeleyi büyütelim.”
More Stories
Yeniden Refah Partisi Cumhurbaşkanı adayını duyurdu
2. Uluslararası Afet Film Festivali başladı
Atatürk Evi’nin temeli atıldı